Bütün çocukluğum ve gençliğim boyunca, birçok kişiden çok
saf ve iyi niyetli biri olduğuma dair yorumlar duydum. Güler yüzlü biri
olduğuma dair de… Saf ve güler yüzlü olmak, iyi niyetli olmak demek; beni
kırabilirsin, hırpalayabilirsin, hayal kırıklığına uğratabilirsin hatta canın
isterse ezebilirsin anlamına geliyormuş, biraz geç öğrendim.
Benim gibi insanlar, canları yakıldığında bile karşı tarafı
haklı çıkaracak bahaneler üretmekte ustadır. Hatta en büyük ustalığımız budur
bence. Bu kadar geç görebildiğime göre; öyle olmalı…
Bugün benim doğum günüm. İçim çok buruk. Üzgünüm. Ülkemde
son yaşananlar yüzünden bir türlü düzelemiyorum. Üzgünüm ama hissettiğim sadece
bu değil. Çok kızgınım, öfkeliyim. En kötüsü; içimde bana bu yaşıma kadar
yabancı olan bir duygu var. Nefret…
Bugün benim doğum günüm. Bu yaş hayatımın kırılma noktası
sanki. İnsanlara öfkeyle, nefretle bakan bir göz, bir kalp peyda oldu bende.
Yüzümde de o gülümse yok artık. Bir süredir çırpınan son iyi niyet çizgileri de
silindi. Kaşlarımın çatıklığı, beş yaşındaki oğlumun fark edebileceği kadar
artmış.’’ Anne, kaşların neden böyle, benimki düz ama senin ki ve babamın ki
bak böyle’’ diyerek eliyle havaya çizdiği şekilden anlıyorum yüzümdeki ifadeyi.
Bugün benim doğum günüm. Öfkemin bekçiliğinde; bir garip
çizgide, bir garip zamanda, bir garip yaştayım.
Bugün benim doğum günüm. Bombalar sadece yanı başımda değil,
içimde patlıyor canhıraş. Eskisi gibi olur muyum bundan sonra, bu enkazdan eski
Gülcan çıkar mı, hiç sanmıyorum.
İnsanlara güvenme diyen bütün dostlar! Teşekkürler! Öğrendim
sonunda güvenmemeyi, arkamı kollamayı hatta nefret etmeyi. Peki bu içimdeki acı
niye? Bu çatık kaş, asık yüz, öfkeli, nefret dolu benle nasıl mutlu olabilirim?
Bugün benim doğum günüm. İçinizdeki nefreti ektiniz içime.
Hafiflediniz mi?
Bugün benim doğum günüm. İyi ki doğmuşum. Umutsuzluğa inat…
0 Yorumlar
Yorumlarınız benim için çok değerli.Teşekkürler...